Yağlı Karaciğer Hastalığı NASH ile ilgili ayrıntılı bilgiler veren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği TKAD Yağlı Karaciğer Çalışma Grubu Başkanı Prof.Dr. Yusuf Yılmaz, hastalığın belirtilerini ve tedavisini anlattı ve alınması gereken önlemleri sıraladı.
Yağlı karaciğer hastalığının belirtileri nelerdir? NASH nedir?
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği TKAD Yağlı Karaciğer Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, karaciğer yağlanması olarak bilinen NASH ile ilgili önemli bilgiler verdi. Karaciğerde yağlanmanın iltihaba yol açtığını ve ilerlediğinde siroza sebep olduğunu belirten Yılmaz, hastalığın alkol kullanımı ile ilişkili olmadığını söyledi.
TÜRKİYE’DE YAKLAŞIK 4 MİLYON NASH HASTASI VAR
Prof. Dr. Yusuf Yılmaz karaciğer yağlanmasının iltihap ile birlikte seyretmesinin NASH olarak tanımlandığını belirtiyor. NASH’ın çoğu kez, yüksek şekerli ve yağlı beslenmenin ve hareketsiz bir yaşam tarzının sonucu olarak ortaya çıktığını belirten Yılmaz, şişmanlık, tip 2 diyabet ve insülin direnci ile yakından ilişkili olduğunu söyledi. Türkiye'de 3,8 milyon NASH hastası olduğu, 133 bin kişide şu an NASH'e bağlı siroz gelişmiş olduğu tahmin edilmektedir.
NASH BELİRTİLERİ NELER?
NASH sinsi seyreden bir hastalıktır, yani hastalar genellikle ileri evre siroz oluşana kadar hiçbir belirti vermez. Nadiren halsizlik, iyi hissetmeme, karnın sağ üst kısmında huzursuzluk, dolgunluk veya hafif bir ağrıya yol açabilir. Belirti vermemesi hastalığın önemsenmemesine yol açar, teşhisi zorlaşır. Geçmişte siroz teşhisi koyduğumuz hastaların önemli bir kısmında sirozun nedenini bulamıyorduk. Günümüzde ise bu hastalardaki sirozun nedeninin NASH olduğu anlaşılmıştır.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Her 5 karaciğer yağlanmasından bir tanesi NASH'dir. Ancak belirti vermediğinden basit bir yağlanma gibi algılanır. Bazı bireyler NASH açısından, diğerlerinden daha fazla risk altındadır. Gerçekten de, bazı koşullar NASH için risk faktörleri olarak kabul edilmektedir:
*Şeker hastalığınız, şişmanlığınız veya metabolik sendromunuz varsa ve karaciğer kan testleriniz(AST veya ALT) yüksekse NASH olma ihtimaliniz belirgin olarak daha fazladır. Bu risk faktörlerine bir arada sahip olunması durumunda, hastaların NASH taraması için hekimlerini ziyaret etmesi için iyi bir nedendir.
*Diyabet hastalarının en az yarısında karaciğer yağlanması vardır.
*Her 10 diyabet hastasından 1 tanesi sirozdan hemen önceki evrede (F3 fibrozis) veya siroz (F4) evresindedir.
*Karaciğer kan testleri normal olanlarda da NASH olabilir. Metabolik sendrom kendi başına bir hastalık değildir. Obezite, diyabet, kolesterol yüksekliği, tansiyon gibi nedenlerin birkaçının bir arada bulunmasına metabolik sendrom denir.
Marmara Üniversitesinde 2012 yılı öncesinde yaptığımız bir araştırmada ultrasonda karaciğer yağlanması olup karaciğer testleri (AST;ALT) yüksek 357 hastada biyopsi ile tanısı kesinleştirilen NASH hastalığı oranı %60, siroz teşhis oranı % 3,5 idi. Endişe verici olan tüm hastaların %26'sında önemli derecede fibrozis (≥2) olmasıydı. Günümüzde Fibroscan cihazı da kullandığımızdan biyopsi yapılanlarda NASH ve fibrozisi olan hastaların oranı çok daha fazladır. Türkiye'de 950 bin NASH ≥F2 fibrozis evreli, 133 bin NASH'e bağlı sirozlu hasta olduğu tahmin edilmektedir.
SİROZA DOĞRU İLERLER
Hastalığın ilerleme hızını tahmin etmek zordur, zira bir bireyden diğerine değişiklik gösterebilir. Diyabet hastalığı, kilo alma, fibrozis varlığı siroza ilerlemeyi hızlandırır. Türkiye'de 10 yıl içinde 480 bin NASH hastasının siroza ilerleyeceği tahmin edilmektedir.
NASH TEŞHİSİ NASIL KONUR?
Yağlı karaciğer hastalığı genellikle başka bir nedenden dolayı yapılmış karaciğer kan testlerinde yükselme (AST ve ALT) veya ultrasonda karaciğer yağlanması saptanmasıyla karşımıza çıkar. Karaciğer testlerinde yüksekliği yol açabilecek diğer karaciğer hastalıklarının olmadığını göstermek için doktorunuz alkol kullanıp kullanmadığınızı, mevcut hastalıklarınızı, ilaçlarınızı, ailede karaciğer hastalığı olup olmadığını soracak, ek kan testleri isteyecektir.
NASH kesin teşhisi ve hangi evrede olduğunun belirlenmesi için veya yapılan testlerinizde bozulmaya yol açabilecek diğer hastalıklarınızın olmadığından emin olmak için karaciğer biyopsisi yapılması gerekebilir. Fibroscan ile karaciğer fibrozis evresi ve aynı zamanda yağlanma miktarı ölçülerek gerekirse biyopsi yapılabilir.
NASH HANGİ HASTALIKLARA SEBEP OLUYOR?
NASH hastalığı olanlarda genellikle şişmanlık, şeker hastalığına eğilim (gizli şeker) veya şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği görülmektedir. Bütün bunlar kalp hastalığı için risk faktörüdür. Ancak tek başına NASH hastalığı da kalp hastalığı riskini arttırmaktadır. NASH hastalığı metabolik sendrom ile birlikte ise kalp kaynaklı ölüm riski en yüksektir. NASH hastaları siroza bağlı nedenle ölümden çok endişelenirler ancak gerçekte kalp-damar hastalığından ölme riski %43 iken karaciğer kaynaklı ölüm riski %9'dur. NASH hastalarında ikinci en sık ölüm nedeni(%23) karaciğer dışı kanserlerdir(kolon kanseri, mide kanseri, meme kanseri, pankreas kanseri gibi). Siroz ve karaciğer kanseri gibi karaciğer kaynaklı nedenler 3. Sırada yer almaktadır.
TEDAVİSİ VAR MI?
Son on yılda bilim, NASH’ın tedavisine yönelik ilaç araştırmasında büyük ilerleme kaydetmiştir. Bugüne kadar sağlık otoriteleri tarafından onaylanmış bir tedavi bulunmamaktadır, ancak NASH hastaları için gelecek yıllarda tedavilerin geliştirilmesi yönünde gerçek anlamda umut söz konusudur. Nasıl tansiyon hastalığı için eczanelerden alınabilecek tansiyon ilacı(antihipertansif), şeker hastalığı için şeker ilacı(antidiyabetik) varsa NASH hastalığına özel geliştirilmiş bir ilacın yakın gelecekte kullanıma hazır olması beklenmektedir.
HASTALAR NELERE DİKKAT ETMELİ?
Kilo kaybı ve fiziksel aktivite şu ana kadar etkisi kanıtlanmış en iyi tedavi yöntemleridir. Bu nedenle doktorunuz sizden diyet ve egzersiz yaparak kilo vermenizi isteyecektir. Ancak kilo kaybı kademeli olmalıdır (haftada en fazla 1,6 kg), çünkü daha hızlı kilo kaybı da yağlanmaya yol açabilir. NASH'i ortadan kaldırabilmek için 1 yıllık süre içinde vücut ağırlığının en az %7'si kadar, fibrozisin ortadan kaldırılabilmesi için en az %10'u kadar kilo verilmelidir. Diyetisyen eşliğinde beslenmenizin yaşam tarzı değişikliği şeklinde yeniden düzenlenmesi önerilir. Kilo vermek ve uzun vadede bu çabayı sürdürmek zordur ve hastalar böyle büyük bir değişime karşı kendilerini güçsüz hissedebilirler. 10 hastadan ancak bir tanesi 1 yıllık süre içinde %10'dan fazla kilo kaybını başarabilir, bu durumda dahi fibrozisde %45 gerileme başarılabilir.
Öncelikle sağlıklı gıdaları tercih etmeliyiz, porsiyonları azaltmalıyız, fiziksel olarak tempolu yürüyüşlerle daha aktif olmalıyız. Motivasyonumuzu asla kaybetmemeliyiz.
#1: Kendi yemeklerinizi kendiniz pişirin
Tabağınızda nelerin olduğu hakkında bilgi sahibi olmanız için, mümkün olduğunca sıfırdan pişirmeniz tavsiye edilir. Hazır gıdalar, atıştırmalık ürünlerde bile, çok yüksek seviyede yağ, tuz ve şeker içerirler.
#2: Yağ alımını azaltın
Etlerin, balıkların ve kabuklu deniz hayvanlarının ızgarası ve tercihen doymamış yağlar açısından zengin yağlar (zeytin yağı, keten tohumu) kullanılması tavsiye edilir.
#3: Porsiyonlarınızı kontrol altında tutun
Dengeli bir öğün burada gösterildiği şekilde oluşmalıdır.
#4: Su için!
Vücudun su ihtiyacının karşılanması temel önem taşır. Gün boyunca su içmeniz, vücudunuzun su ihtiyacını karşılamanızı sağlar. Sade suyun tadı hoşunuza gitmiyorsa, başka yöntemlerle su alımınızın yeterli olmasını sağlayabilirsiniz:
Doğal aromalar: taze limon, nane veya salatalık suya taze ve lezzetli bir tat verecektir.
Sıcak şekersiz içecekler: Çay veya kahve (şeker veya tatlandırıcılardan kaçınılmalıdır) de tercih edilebilir. Yapılan araştırmalarda günde 2 kupa filtre kahve içmenin tüm kronik karaciğer hastalıklarında (NASH dahil) olumlu etki yaptığını ortaya koymuştur. Benzer etkinin sade içilen Türk Kahvesi için de olabileceğini tahmin etmekteyiz.
Biliyor muydunuz? Vücudun sıvı ihtiyacının karşılanması, açlık hissini azaltır. Gün boyunca bol su içmeniz atıştırmaktan kaçınmanızı sağlar.
#5: Sağlıklı atıştırın
Eğer yapabiliyorsanız, atıştırmalıklardan kaçınmanız en iyisi. Ancak bu her zaman başarılamaz ve bu nedenle doğru atıştırmalıkların seçilmesi önemlidir:
Badem, ceviz ve fındık: iyi bir protein kaynağıdır ve sizi daha uzun süre tok tutar.
Meyveler: iyi seçeneklerdir, ancak önerilen şeker alımını aşmanıza yol açabilecek kadar yüksek şeker içermediğine dikkat edin.
Bilmenizde fayda var: Yavaş yiyin! Midenizin beyninize tokluk mesajı göndermesi, yemeğe başlamanızdan itibaren en az 20 dakikadır. Hızlı yemek yerseniz, aşırı yiyebilirsiniz.
#6: Kırmızı yiyecek etiketleri!
Market alışverişi yaptığınızda, satın aldığınız gıdalardaki etiketleri dikkatlice okuduğunuzdan emin olun. Bunlar, sepetinize koyduğunuz ürünlerin besin içerikleri hakkında önemli birer bilgi kaynağıdır. İçindekiler listesinde, malzemeler ağırlık sırasına göre tanımlanır: Ürünün ana bileşenleri daima önde gelir. Listedeki ilk bileşen tereyağı veya yağ ise, ürünün yağ içeriği muhtemelen çok yüksektir. Örneğin: 100 gramında 20 g üzerinde şeker bulunan bir ürün, çok yüksek oranda şekerli bir üründür. 100 gramında 3g üzerinde yağ bulunan bir ürün, çok yüksek oranda yağ içeren bir üründür. İşlenmiş et (sucuk, salam gibi) ve hazır paketli yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durun.
#7 Yapabildiğiniz kadar egzersiz yapın, ancak kendinizi aşırı zorlamayın!
Egzersiz hem kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlar, hem de vücudu şekillendirir: Diyabetikler için kilo, şeker seviyesi kontrolü, kalp hastalığı riskinin azaltılması… Egzersiz, enerji tüketimine yol açan herhangi bir harekettir:
Hafif egzersiz :yürüyüş, bahçe işleri…
Orta şiddet: yüzme, tempolu yürüyüş, plates
Yüksek şiddet: tenis, bisiklet, koşu…
Keyif alın: En önemlisi, size en uygun olan faaliyeti bulun ve kendinizi aşırı zorlamayın: Uzun bir aradan sonra fiziksel aktiviteye yeniden başlıyorsanız veya ilk defa başlıyorsanız, hekiminizden tavsiye alın, bu yeni adımda size yardımcı olacaktır. Özellikle kalp açısından hekim kontrolü olmadan yüksek şiddete egzersize başlamayın.
Formda kalmanız için, Dünya Sağlık Örgütü haftalık bir egzersiz uygulaması önermektedir. 150 dk orta şiddete egzersiz veya 75 dakika yüksek şiddette egzersiz.
Kilo kaybı ve fiziksel aktivite ile NASH ile ilişkili durumların (örneğin şişmanlık, tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, hiperlipidemi, insülin direnci) kontrolü de kolaylaşır. Yağlı karaciğer hastalığında en sık ölüm nedeninin kalp kökenli olduğu hatırlanacak olursa kilo verme ve fiziksel aktivite ile sadece karaciğer yağlanmasının değil kalp damar hastalığı riskinin azalacağı anlaşılır. Yağlı karaciğeri olanlar kesinlikle alkol tüketmemelidir. Bunu yanı sıra fruktoz içeren hazır meyve sularından, ayrıca meşrubatlardan (meyve suları, kola, fanta, gazozlar vb), da kaçınılmalıdır. ‘Organik', ‘bitkisel', ‘doğal' kelimeleri ile ifade edilen yiyeceklerin karaciğeriniz için her zaman ‘sağlıklı ve güvenli' anlamına gelmediği unutulmamalıdır. Doktor onayı olmadan (televizyon programlarına aldanmayalım) herhangi bir bitkisel ilaç, çeşitli kürler, vitamin veya ilaç kullanılmamalıdır. Bilimsel olarak bu hastalığın tedavisinde etkili olduğu kanıtlanmış herhangi bir ilaç veya yöntemden üniversitelerimizde çalışan biz sağlık profesyonellerinin öncelikle bilgili olacağı aşikardır. Doktorunuz mevcut hastalığınız(diyabet, hipertansiyon vb) nedeniyle kullanmak zorunda olduğunuz ilaç grubundan karaciğerinize daha uygun olanını önerebilir.
Aşırı şişman hastalarda obezite cerrahisi NASH hastalığını düzeltebilir. Siroza bağlı karaciğer yetmezliği veya karaciğer kanseri gelişenlerde karaciğer nakli yapılabilir.
NASH HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
- Erişkin her 4 kişiden birinde karaciğer yağlanması var.
- Ultrasonda karaciğer yağlanması görülen her 5 hastanın 4 tanesinde karaciğer kan testleri normaldir.
- Karaciğer yağlanması olan her 5 hastanın birinde NASH var.
- NASH hastalarının yaklaşık %80'inde obezite, %70'inde metabolik sendrom, %50'sinde tip 2 diyabet var.
- Obezitesi olanların %85'inde, tip 2 diyabeti olanların %65'inde, metabolik sendromu olanların %50'sinde karaciğer yağlanması var.
- NASH hastalığında en sık ölüm nedeni kalp kaynaklıdır. Hele de metabolik sendrom birlikteliği varsa kalp damar hastalığı olarak kalp krizi, inme/felç geçirme riski en yüksektir.
- Türkiye'de 3,8 milyon NASH hastası var. 133 bin kişide şuan NASH'e bağlı siroz gelişmiş durumdadır.