
Dünya genelinde sudan sonra en fazla tüketilen içecek olan siyah çay, sadece tadıyla değil, sağlık açısından sunduğu faydalarla da dikkat çekiyor. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz’ın "Siyah Çayın Sağlığa Olumlu Etkileri" ni derlediği bilimsel çalışması, International Journal of Food Science dergisinde yayımlandı. Dr Yılmaz’ın makalesi, siyah çayın sadece bir içecek değil, aynı zamanda sağlık açısından birçok faydası olan biyoaktif bileşenler içeren kaynak olduğunu ortaya çıkarıyor. Siyah çayın kalp sağlığını koruyan, kanser riskini azaltan ve yaşam süresini uzatan, zihinsel ve fiziksel performansı arttıran niteliklerine özellikle dikkat çekiyor. İçtiğiniz her bardak çay sohbetlerin tadını artırıp dostluklarımızı ve sağlığımızı da güçlendiriyor.
Camellia sinensis bitkisinin yapraklarından elde edilen bu mucize içecek, tam fermantasyon ve oksidasyon süreçleriyle kendine özgü koyu bir renk ve aromaya kavuşur. Siyah çay, içeriğindeki biyoaktif bileşenler sayesinde antioksidan, antienflamatuar ve mikrobiyota düzenleyici etkiler sergiliyor.
Prof. Dr. Yılmaz’ın çalışmasında öne çıkan bilgilerden biri, düzenli çay tüketiminin yaşam süresi üzerindeki olumlu etkileri. Güvenilir araştırmalar, günde en az 2-4 bardak çay içen bireylerde ölüm riskinin belirgin bir şekilde azaldığını gösteriyor. Metabolik sendromu olan bireylerde çay tüketiminin, kalp ve kanser gibi ciddi hastalıklara bağlı ölüm riskini azalttığı gözlemleniyor.
Siyah çayın bir diğer önemli faydası ise çayın düzenli tüketiminin kalp hastalığına yakalanma riskini önemli ölçüde azaltabildiğidir. Birçok araştırma siyah çayın, kötü kolesterolü (LDL) ve trigliseridi düşürebildiğini, endotel fonksiyonlarını iyileştirdiğini, damar sertliğini ve tansiyonu azaltabildiğini bu sayede kalp krizi ve felç riskini önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Ancak çayı süt veya şekerle tüketmek, bu yararlı etkileri azaltabiliyor veya tamamen ortadan kaldırabiliyor.
Siyah çayın metabolizmayı hızlandırıcı etkisi de oldukça dikkat çekicidir. İçerdiği kafein ve L-teanin, enerji seviyelerini artırarak zihinsel ve fiziksel performansı destekler. Çayın içerisindeki bileşenler yorgunluğu gidermeye ve dikkati artırmaya yardımcı olurken, içindekilerden L-teanin ise stresin azaltılmasına katkı sağlar. Bu özellikler, özellikle yoğun iş temposuna sahip bireyler için siyah çayın dikkati ve odaklanmayı arttırması nedeniyle onu değerli bir içecek haline getirir. Çalışmalar, düzenli siyah çay tüketiminin, zihin açıklığına ve konsantrasyona olumlu katkılarda bulunduğunu, çayın aromasının gerginliği, endişeyi ve stresi azaltıcı etkini olduğunu ortaya koymaktadır.
Bir başka önemli fayda ise sindirim sistemine yaptığı katkılardır. Siyah çayın, sindirimi kolaylaştırıcı ve bağırsak sağlığını destekleyici etkileri bulunmaktadır. Ayrıca, siyah çayın içerdiği tanenler, midedeki rahatsızlıkları hafifletme potansiyeline sahiptir. Özellikle ağır bir yemek sonrasında bir bardak siyah çay içmek, mide rahatsızlıklarını gidermeye yardımcı olabilir. Özellikle siyah çayda bol bulunan kateşinler, bağırsak mikrobiyotasını iyileştirerek sağlığımıza çok önemli fayda sağlayabilirler. Örneğin çaydaki flavonoidler barsak mikrobiyotasında Flavonifractor plautii isimli bakteriyi arttırarak damar sertliğinin azalmasına yol açabilirler.
Şekersiz çayın içerdiği polifenoller, insülin duyarlılığını artırarak kan şekeri düzeylerini dengelemeye yardımcı olabilir.
Ayrıca, siyah çayın stresi azaltma ve ruh halini iyileştirme üzerindeki etkileri de göz ardı edilmemelidir. Yapılan bazı çalışmalar, siyah çayın düzenli tüketiminin, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal durumların belirtilerini hafifletebileceğini göstermektedir. Siyah çayın sohbetler sırasında ve sosyal ortamlarda tüketilmesi, insanların bir araya gelmesine ve bağ kurmasına yardımcı olur. Bu sosyal etkileşimlerin ruh sağlığına katkısı da bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Düzenli çay tüketimi, sağlık açısından sunduğu avantajlarla günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmayı sürdürüyor.
Kaynak: https://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1155/ijfo/8560718